Bilim Teknoloji Evrim insan

Belgesel filmleri sever ve izlediklerimden ilginç olanları ve beğendiklerimi bazen blog yazılarımda tanıtarak yorumunu yaparım. Kaliteli belgesel televizyon kanallarından İZ TV kanalında ; bu hafta Anadolu topraklarında 3.700 yıl önce yaşamış olan Hitit medeniyetinin başkenti olan Hattuşa belgeselini izledim.

Hatti adlı uygarlıkla başlayan, Hititliler, Frigyalılarla devam eden sanat eserleri, askeri yapılar, yollar ve araçlar ile üst seviyelere çıkan bu medeniyet; bizim Çorum ve Yozgat bölgelerimizde kentler kurarak, kültürel ve mimari eserlerini bırakmışlar.
Ayrıca aynı dönemlerde komşu oldukları Mısır uygarlığı ile yaptıkları Kadeş savaşının barış antlaşmasının yazılı tablet belgelerini yaparak yaşadığımız döneme kadar ulaştırmışlar.


Daha önce sadece orta öğrenim tarih kitaplarında kaba kısa bir nostaljik ders metinleri olarak farkında olduğum bu medeniyetin; bir saat boyunca izlediğim bu güzel belgeselini seyrettikten sonra elimdeki kumanda ile zapping yaparken; iftar vakti Sultanahmet Meydanı’nda kurulmuş olan başka bir TV kanalında canlı yayınlanmakta olan Nihat Hatipoğlu ile iftar programına rastgeldim.

Yüzlerce insanın meydanda, milyonlarca insanın da televizyon karşısında izlediği soru cevap formatlı bu popüler programda önceki uygarlıkların devamı olan orta anadoludan gelen insanların da sordukları sorulara ve medyatik din bilgisi Profesörün ! verdiği cevaplara hayretler içinde kalarak kilitlendim.

* Eşimin Dayısı bana helalmidir ? * Saça şekil vermek caizmidir ? internetten oyun indirmenin vebâli varmıdır ? ve bunların benzerleri gibi..



Nasıl olmuştu da; tarihsel ve evrimsel olarak 3.700 yıl öncesi aynı topraklarda uygarlık kuran, gelişip evrim geçirerek, daha da ilerliyerek bu uygarlığın devamı olması gereken medeniyetlerin bugünkü çocukları olan insanlar bu soruları sorar hale gelmişlerdi ?

Halbuki gencecik yaşlarımızda bilgi ve entelektüel birikimimizi arttırmak için çok değerli, her biri uzman olan darwin, engels, freud kitaplarını okurken insan neslinin zaman içinde ilerleyen bir evrim geçirip, bilim ve teknolojinin de giderek gelişmesi ile de daha üst düzey yaşama, bireysel ve toplumsal bilince ulaşacağımız tüyosunu da almıştık.

Üstelik kapitalizm konusunda uzman olan marx tarafından belirli bir süreç sonunda sistemin kendi içindeki çelişkileri, bireyi dışlayan rekabetçi, makinalaşmış üretim süreçleri sonunda kendi kendini tasfiye ederek ilerlemeler ve devrimlerle daha ileri bir medeniyet
ve toplumsal bilinç aşamasına gireceğimiz garantisi de verilmişti ?

Geldiğimiz süreçte teknolojiyi üreten bugünkü medeniyetler olan a.b.d. ve avrupa tarafından ülkeler ve doğal kaynakları yağmalanıyor, ülke yönetimlerine yerleştirdikleri işbirlikçileri vasıtası ile ekonomik, sosyal manüpilasyonlarla ülke hazineleri boşaltılıyor, milyonlarca masum insan, kadın, çocuk acımasızca katlediliyor, bölgesel ve iç çatışmalar, eğitim ve sağlık alanında özelleştirmeler, adaletsizlik yaygınlaşıyor, insan ve toplumlar arasında gelir uçurumlarının artması giderek artıyor.

Sonuçta; evrensel sırları çözüyorum ayaklarına - egolarına girmeden kendi kendime sordum ?

- 3.700 yıl önce yukarıda değindiğimiz bir uygarlıktan sonra din dahil her şeyin eğlenceli, medyatik bir biçimde sunularak içeriksizleştirildiği, enformasyon bombardımanlarıyla insan beyinlerinin boşaltıldığı, gerçeklerden koparıldığı, tepkisizleştirildiği, robotloşan ve cahilleşen bir insan nesli çağına nasıl girdik ?

- Bilim ve teknoloji gelişmeleri, evrimin ve zamanın ileri doğru ilerleyerek, kapitalizmin köhneleşmesi ve çürümesi insan ve onların oluşturduğu toplumun ileri bir seviyeye erişimi için yeterli değilmiydi ?

- İnsan denilen bilinçli organizmanın kendi öz yapısında olan evrensel bilgeliği, kültürü, sanatı, muhakeme yeteneğini, vijdan ve aklı ortaya çıkarmadan oluşan her türlü bilimsel, teknolojik gelişmeler insan ve toplumun ileri gitmesi için yeterli olmuyormuydu ?

- Atom bombası, medya - telekomünikasyon teknolojileri örneklerinde olduğu gibi, bilimsel teknolojik keşiflerin, ilerlemelerin insan ve toplum yararını düşünmeyen hayvan neslinden türeyerek, bu neslin genetik özelliklerini devam ettirmekte olan bireylerin ve şirketlerin eline geçtiğinde..
insan neslini tüketecek, zihinlerini çamurlaştıracak, zombileştirecek bir birikim haline mi geliyordu ?
- Veya insanları hikâyemizin başlangıcında bahsedilen 3.700 yıl önceki aynı topraklarda yaşayan medeniyetlere göre daha ilkel bir bilinç seviyesine mi getiriyordu ?